Doğum tarihi bilinmemektedir ama İstanbul doğumludur. Hayatı hakkındaki bilgilerimiz diğer Türk divan şairlerine nazaran çok sınırlıdır. Görünüşü ufak tefek ve zayıf bünyeli bir kişi olduğu söylenmektedir. Anne ve babasını delikanlılık çağına yaklaştığı sıralarda kaybetmiştir.
Devlet memuru olarak Divan-i Hümayûn katibi ve maden baş halifesi olarak ödev yapmış olduğu bilinmektedir. Ömrünün sonuna doğru, Köprülüzade Fazıl Ahmed Paşa’nın sadrazamlığı döneminde Edirne’ye sürgüne gönderilmiştir. Edirne’de hazirladığı Naat eseri sırasında 55 yaşında olduğu bilinmektedir. Sonradan bağışlanarak İstanbul’a dönmüştür. Miladî 1666 (hicri 1077) de İstanbul’da ölmüştür.
Nâ'ilî'nin Edebi Kişiliği
Gazel tarzına yeni bir söyleyiş, yeni bir tarz, yeni bir hava getirmiştir.
Sebk-i Hindi tarzının divan edebiyatındaki ilk temsilcisidir.
Bu akımın etkisiyle şiirlerine anlamı yoğun bir şekilde yerleştirmiştir.
Şiirlerinde ağır bir dil kullanmıştır.
Farsça üçlü, dörtlü tamlamalardan yararlanmıştır.
Şiirde dış ahenkten çok, iç ahenge ağırlık vermiştir.
Sözcük ve deyimlerin seçilişine büyük dikkat göstermiş, şiirlerini bir kuyumcu titizliğiyle işlemiştir.
Şiirlerinde gereksiz hiçbir sözcük kullanmadığı gibi, uzun da yazmamış, veciz söylemeyi başarmıştır.
Şiirlerinde anlama ve üsluba çok önem vermiştir.
Daha çok gazelleri ile tanınmıştır.