Asıl adı İsmâil’dir. 1650 (H. 1062) tarihinde Aydos kasabasında doğdu. İstanbul’dan Aydos’a gelip yerleşen Mustafa Efendi’nin oğludur. Bursa’da Tuzpazarı civarında bir tekke yaptırmış ve orada yerleşmiş olması dolayısıyla Bursalı adıyla tanınmıştır. Küçük yaşta babası ile birlikte Osman Fazlı Efendi’nin sohbet ve zikirlerine katıldı ve yedi yaşında iken tahsile başladı. Hoca Şeyh Abdülbâki ile birlikte Edirne’ye giderek ondan din ve fen bilgileri dersi aldı. Buradan “icâzetnâme”yi aldıktan sonra İstanbul’a gelerek hocası Atpazarı’nda Şeyh Osman Efendi’nin dergâhına yerleşti. Kısa zamanda manevî kemale yükseldi. İrşad için Bursa’ya, bir müddet sonra da Üsküp’e gönderildi. Orada bir zaviye yaptırdı ve irşada başladı.
On sene Üsküp’te kalan İsmâil Efendi, hocasının manevî işaretiyle 1685 tarihinde Bursa’ya geri döndü. İsmâil Hakkı Efendi, Sultan II. Mustafa’nın daveti üzerine Edirne’ye vardı. Nemçe (Viyana) Seferi’nde cihadın sevabını ve büyüklüğünü anlatarak askeri coşturdu. Daha sonra tekrar Bursa’ya geri dönerek orada dergâh, mescit, çilehane odalarından oluşan bir külliye yaptırdı ve ismini de Câmi-i Muhammedi koydu.
Bursalı İsmâil Hakkı, bir şair olmaktan çok, büyük bir mutasavvıftır. O, eserlerinde daha çok tasavvufun esas temel unsuru olan vahdet-i vücûd meselesini sade bir şekilde açıklayan bir din âlimi ve arif kişidir. O, manzumelerinde edebî sanat göstermekten çok, tasavvufî anlayışları ifade etme gayesini gözetlemiştir. 60 kadar Türkçe, diğerleri Arapça, bir kısmı da Farsça olmak üzere 100’den fazla eseri bulunmaktadır. O devirde Arapçanın medrese dili olmasına rağmen eserlerinin bir kısmını Türkçe olarak yazması ve bu dili imkân nispetinde sade bir üslûp ile kullanması dikkate şayandır.
Bursalı İsmâil Hakkı Bursevî’nin Eserleri
Tefsir-i Rûhu’l-Beyân,Rûhu’l-Mesnevî,
Şerh-i Hadis-i Erbain,
Şerh-i Muhmmediye,
Şerh-i Bostan,
Kitabü’l-Necat ve
Divânı” vardır.