Kıbrıslı Âşık Kenzî, Kıbrıs’ın Lefkoşa şehrinde 1796 yılında doğmuş olup, Edirne’de 1839 yılında vefat etmiştir. Kenzî, günümüze kadar ulaşmış olan başlıca halk şairlerindendir. Saz şairliği yaptığı sürece Anadolu’nun; birçok şehrini gezme imkanı bulan Kıbrıslı Âşık Kenzî ayrıca; İstanbul, Edirne, Atina, Antalya ve Üsküp şehirlerini de gezmiştir. Edirne şehrinde evlenip, hayatını burada sonlandırmıştır.
Âşık Kenzî, hayatını saz şairliği ile kazanmıştır. Daha 10 – 12 yaşlarında iken Anadolu’ya göç ederek Bektaşi tekkelerinde yetişmiştir. Yaşadığı dönemin önemli meydan şairlerinden olan Kenzî, 45 yıl gibi kısa bir ömür sürmesine karşın gerisinde bir divan oluşturacak kadar şiir bırakmıştır. Şiirlerini 3 kitaba sığdırıp yayınlamıştır. Ahmet Badi Efendi (1839 – 1905), Kenzî’nin bir divanı olmadığını belirtmiştir.
Kıbrıslı Âşık Kenzî’nin Edebi Kişiliği
Kıbrıslı Âşık Kenzî, destanlarında geleneksel bir anlatımla, vermek istediği mesajı işlemektedir. Destanları, konu bakımından sınırsızdır. Herhangi bir sebeple destan yazmaya değer bulduğu konuları destanlaştırmıştır. Kıbrıslı Âşık Kenzî destanlarını, hikaye etme temeline dayalı olarak anlatmıştır. Toplumda görmek yada uyandırmak istediği duygu ve düşüncelere uygun olarak anlatım biçimini şekillendirmiştir. İşlediği konuya göre, çeşitli anlatım biçimlerini seçerek eserlerini oluşturmuştur.
Gençlik yıllarında Mağrip’te askerlik yaptığı sırada, 1817 yılında doğduğu yer olan Kıbrıs’a gelmiş olup; Mağrip’te gördüklerini ve dönüş yolunda gemide uğradığı fırtınayı ”Macera-yı Sergüzeşt” adlı destanında anlatmıştır. Bu destanın son dörtlüğünde dönemin Mısır Valisi olan Mehmet Ali paşa’ya övgüler yağdırmaktadır.