Adem Dede’nin doğum tarihi bilinmemekle beraber XVII. asrın ilk yarısında vefat ettiğini tahmin etmekteyiz. Ancak kendisinin Antalya’da Çavuşoğulları diye tanınmış ve zengin bir aileye mensup olduğu bilinmektedir. O, Antalya’da bulunduğu dönemlerde, Antalya Mevlevî tekkesi şeyhi Zincirkıran Mehmet Dede’ye intisap etmiştir. Daha sonraki dönemlerde de Konya’da Bostan Çelebi’nin, sonra İstanbul’da Mevlevî şairi İsmâil Ankaravî’nin yanında yetişmiş ve şeyhin vefatından sonra da Galata Mevlevîhânesi şeyhi olmuştur. Bunun yanında İstanbul’da bazı kerametleriyle destanî bir şahsiyet olarak da tanınmıştır.
Hayat ve hareketlerinde zeki, nüktedan ve arif bir sofîdir. Adem Dede, tekke şeyhi olduktan sonra birçok fakire yardım etmiş ve babasından kalan serveti bile bu uğurda sarf etmiştir. Adem Dede’den bahseden bütün kaynaklar birçok devlet ricâlinin kendisine intisap ettiğini yazmışlardır.
Şeyhü’l-İslam Bahayî ile aralarında derin bir rabıta vardır. Adem Dede, hayatının sonunda Hacca gitmek maksadıyla İstanbul’dan ayrılmış ve Mısır’da ölmüştür.
Onun en mühim cephesi bugünkü bilgimize göre Mevleviler içinde, hece vezni ile ve Yûnus tarzında ilâhîler söyleyen ilk şair olmasıdır.