Divan edebiyatı şairlerimiz arasında bulunan Baki, yazdığı şiirlerle herkesin beğenisi toplamayı başarabilmiş ve o dönemlerde “Şairler Sultanı” adıyla anılmaya başlanmıştır. 1526 yılında İstanbul’da doğan ve gerçek ismi Mahmud Abdülbâki olan Baki divan edebiyatı şairlerimiz arasında yer almaktadır.
Baki’yi birçok edebiyatçıdan ayıran özelliklerinden bir tanesi zengin bir aileden gelmemesi ve eğitimi için özel seyahatlerde bulunmamasıdır. Babası Fatih Camiinde müezzinlik yapan Baki bilimi ve öğrenmeyi sevmesinden dolayı ailesi onun medresede okumaya devam etmesine izin vermiştir. Baki eğitim gördüğü zamanlardan itibaren edebiyat ve şiire büyük bir tutkuyla bağlanmış ve yazdığı şiirlerle her geçen gün daha büyük kitlelere hitap etmeye başlamıştır. Kanuni Sultan Süleyman, Baki’nin yazdığı şiirleri beğenmesi üzerine onu İstanbul’a getirmiştir ve Baki hayatının birçok döneminde sarayda farklı görevlerde çalışmıştır.
Birçok edebiyatçı ölümünden arta kalan eserleri ile ünlenip hem halk hem de saraylarda konuşulmaya başlarken Baki yaşamını sürdürdüğü sıralarda dönemin en büyük edebiyatçılarının övgüsünü kazanmış, Kanuni Sultan Süleyman tarafından birçok iltifat sözleriyle karşılanmıştır.
Bâki'nin Edebî Kişiliği
Bâkî, şiirde söyleyiş tarzında yenilik yapmış, imâle ve zihaf denilen dil kusurlarını en aza indirmiştir.
Şiirlerinde aruz kusurlarını okuyanın dil zevkini incitmeyecek derecede azaltmıştır.
Şöhret kazanmış birçok kasidesi olmakla beraber o, her şeyden önce bir gazel şairidir.
Onun bu sahadaki üstünlüğü sonraki devirlerde de hep kabul edilmiştir.
Bâkî, gazellerinde hayatın zevklerini terennüm etmiş, insanın fani ömrünü elinden geldiğince aşk, içki ve eğlence meclislerindeki zevklerle gününü gün edip değerlendirmesini benimseyen bir felsefeye tercüman olmuştur.