1572 Erzurum İlinin Hasankale ilçesinde doğan ve 17. Yüzyıl şairlerinden olan Nefi’nin asıl adının da Ömer olduğu bilinmektedir. Sipahi Mehmed Bey adındaki babasının da destekleriyle iyi bir öğren gördü. Öğrenim hayatına il olarak Hasankale’de başlasa da daha iyi bir eğitim almak için bir süre sonra Erzurum’a gitti.
Yaşadığı dönemde Türk edebiyatının önemli şahsiyetlerinin yazmış olduğu eserleri okuyarak kendine iyi kaynaklar edinmiş oldu. Öğrenim hayatı boyunca Arapça ve Farsçayı da öğrenen Nefi henüz öğrenimi devam etmekteyken şiir yazmaya ve edebiyatla ilgilenmeye başlamıştır. Ömer’e Nefi lakabını 1585 yılında Erzurum’da defterdar olan Gelibolulu Müverrih Ali şiirlerini okuduktan sonra “yararlı” manasına gelen lakabını koymuştur.
Nefi’nin yazdığı şiirler birçok kişinin beğenisi kazanmaktayken, halk tarafında da beğenilen bu şiirler bir süre sonra bazı kişiler tarafından eleştirilmeye başlanmıştır. Eleştirilerin genel sebebinin ise şiirlerinde hicivlerle yer veren Nefi’nin birçok kişi hakkında yazdığı ve hoş karşılanmayan hicivleri olduğu bilinmektedir. Nefi’nin yazmakta olduğu bu hicivler sonucunda bir gün kementle boğularak öldürülmesine sebep olmuştur.
Nef'i nin Edebi Kişiliği
Divan şiirinin kaside alanında başarılı olmuş ve bu türde üstat, kabul edilmiştir.
Kasidelerinin özellikle “nesib” kısmında çok başarılı olmuştur.
Şiirlerinde iç ve dış musikiye büyük önem vermiş, söz oyunlarına çok fazla ilgi göstermemiştir.
Övgülerinde çok abartılı olan şair, gördüğü hatalar ve küçüklükler karşısında da aynı derecede hicvedicidir.
Şiir diline yeni bir ahenk ve musiki kazandırmıştır. Bu nedenle şiirlerinde zengin bir musiki, düşünce ve bilgiyle yoğrulmuş sanatlı bir ifade vardır.
Anlamda açıklığa önem veren sanatçı, sözü kusursuz söylemeye özen göstermiş ve bunda başarılı olmuştur.