17. yüzyıl sonlarında, 1681 yılında dünyaya gelen Nedim, yaşadığı dönemde divan edebiyatının en önemli temsilcilerinden birisi haline gelmiştir. Yaşantısı ile birçok kişinin örnek aldığı Nedim, İstanbul doğumlu olmakla birlikte henüz küçük yaşlardayken medrese eğitimi almış, Arapça ve Farsçayı öğrenmiştir.
Şair olarak tanınmak istemesi içerisindeki edebiyat aşkıyla Nedim dönemin sadrazamı Ali Paşa’ya kasideler yazmıştır. Nedim yazdığı eserlerinde daha çok yeni kelimeler kullanmış ve dilde yenileşmeyi savunmuştur. Bu sebeple de halk ağızıyla alakalı olmayan bazı kelimeleri eserlerinde kullanan Nedim’in eserlerini halk anlayamadığından dolayı değer vermemiştir. Nedim hayatı boyunca sürekli iyi bir şair ve edebiyatçı olarak tanıtmak istese ve birçok eser yazsa da bu çabaları sonuçsuz kalmış ve yaşadığı sıralarda eserlerinin kıymeti bilinmemiştir.
Nedim hayatını kaybettikten sonra eserleri değerlenmiş ve günümüzde Nedim tarafından yazılan eserler edebiyatımız açısından oldukça iyi bir nitelik taşımaktadır. Nedim divan edebiyatı şairlerinden olmasına rağmen genel olarak şiirlerin konusu tasavvufi içeriklerden bahsederken onun şiirlerinde daha çok eğlence, içki ve zevk konuları işlenmiştir. Nedim 1730 yılında hayatını kaybetmiştir.
Neşati'nin Edebi Kişiliği
Divan’ında kasideler daha çok olmakla birlikte o, şairliğini gazelleriyle göstermiştir.
Sade bir dille, zarif bir üslupla, titiz bir sanatçı tavrıyla başarılı gazeller yazmıştır.
Sanatçının 187 beyitlik Hilye-i Enbiya ve 144 beyitlik Şehrengiz’i vardır.
Kaside de yazmış olmakla birlikte, esas ününü gazelleriyle kazanmıştır.
Kasidelerinde Nef’î’nin etkisi görülür.
Divan edebiyatının Sebk-i Hindî tarzının öncülerindendir.