19. yüzyıla kadar dışa kapalı bir anlayışla varlığını sürdüren Çin'in, 1839 yılında başlayacak olan Afyon Savaşları ile bu durumu değişecekti. Savaşın en önemli sebebi İngiltere'nin ekonomik çıkarlarını sürdürme politikasıydı. İngiltere, Çin'den önemli miktarlarda çay ithal ediyordu. Buna karşılık ise Çin'e Hindistan yoluyla kaçak olarak afyon sokuyordu.
Bir süre sonra ülkede afyon kullanımının yaygınlaşması üzerine Çin hükümeti 1839 yılında aldığı bir kararla afyon ticaretini yasakladı. Ve savaş da bu yasaklama ile başladı. Fakat İngiltere, Çin'in "ticaret serbestliğini engellemesinden" dolayı savaş ilan ettiğini açıkladı.
Çin ile Batı arasındaki ilk savaş olarak kabul edilen Birinci Afyon Savaşı, İngiltere'nin zaferi ile sonuçlandı. Savaşın sonucunda Nankin Antlaşması yapıldı ve Çin büyük ödünler vermek zorunda kaldı. Çin halkının buna tepkisi ise oldukça sert oldu. Ülkede ayaklanmalar başladı.
Bunun üzerine İngiltere, bu sefer Fransa'yı da yanına alarak 1856 yılında İkinci Afyon Savaşı'nı başlattı. Bu savaşta da Çin mağlup olunca Tien Tsin Anlaşması imzalandı. Bu anlaşmayla birlikte Çin'e yapılan afyon ticareti yasallaştı, çok sayıda liman Batılı ülkelere açıldı, Hristiyan misyonerlere serbestlik sağlandı.
Batı sömürgeciliğinin yol açığı felaketlerden biri olan Afyon Savaşları, Çin için oldukça dramatik bir şekilde sonuçlandı. Batılılara karşı duyduğu üstünlük duygusunu kaybetti. Ülkede Batılıların etkisi artarak devam etti. Hristiyan misyonerlerin çalışmaları hız kazandı. Bu iki durum ülkede 14 yıl sürecek bir ayaklanmanın da (Taiping Ayaklanması) tetikleyicisi olacaktı.