1876 yılında ilan edilen Kanun-i Esasi, ilk anayasamızdır. Kanun-i Esasi'nin kabul edilmesine zemin hazırlayan üç önemli gelişme vardır: 1808 Sened-i İttifak, 1839 Tanzimat Fermanı, 1856 Islahat Fermanı.
Kanun-i Esasi, İkinci Abdülhamit döneminde kabul edilmiştir. Kanun-i Esasi ile birlikte meşruti monarşi sistemine geçilmiştir. Bu doğrultuda meclis oluşturuldu. Bu meclis, üyelerini padişahın seçtiği Heyet-i Ayan ve üyelerini halkın seçtiği Heyet-i Mebusan'dan oluşmaktaydı.
Kanun-u Esasi'de devletin resmi dilinin Türkçe olduğu yazılmaktadır. Belçika ve Prusya anayasaları örnek alınarak hazırlanmıştır.
Kanun-u Esasi'de padişahın son derece güçlü yetkileri bulunmaktadır. Bunlardan birkaçını şu şekilde sıralayabiliriz;
- Padişahın meclisi fesih yetkisi vardır.
- Padişahın basın üzerinde sürgün ve sansür yetkisi vardır.
- Bakanlar Kurulu padişaha karşı sorumludur.
- Kanun çıkartmak için önce padişahın izni alınır. Daha sonra Heyet-i Ayan onayı, en son olarak da padişah onayı alınır.
- Padişahın bu yetkileri 1909 yılında yapılan değişikliklerle önemli ölçüde kısıtlanmıştır. Bu değişikliklerle padişahın meclisi fesih yetkisi zorlaştırılmış, kanunlar üzerindeki mutlak veto yetkisi kaldırılmış, basın üzerindeki sansür ve sürgün yetkisi kaldırılmıştır.