Sevakin Adası
Sudan'ın kuzeydoğusunda, Kızıldeniz kıyısında bir liman kenti olan Sevakin Adası, Türkiye için tarihi öneme sahip.Yüzyıllar boyunca Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı olan ada, ticari ve ekonomik öneminden dolayı Sudanlılar tarafından "Afrika'ya açılan kapı" olarak nitelendiriliyor.
Sevakin Adası, geçmişte Nubye bölgesinin en önemli limanıydı. Osmanlı döneminde Kızıldeniz ve Hicaz'ın denizden gelecek tehlikelere karşı güvenliği Sevakin Adası üzerinden sağlanıyordu.
Sevakin Adası, bugünkü Eritre, Cibuti ve Kuzey Somali'yi kapsayan Habeş eyaleti valilerinin ikamet adresiydi.
Yavuz Sultan Selim'in 1517'de Mısır'ı fethetmesiyle Türk topraklarına katılan ada, eyaletin merkezi konumundaydı. Kızıldeniz ve Hicaz'ın güvenliğini Sevakin Adası'ndan sağlayan Osmanlı İmparatorluğu, bölgeye önce kaleler ardından idari binalar, camiler, hanlar, hamamlar inşa etti. Kızıldeniz, "ticaretin kilit noktası" olan Sevakin Adası sayesinde "Osmanlı'nın iç denizi" haline geldi.
Adada tarihi Osmanlı Limanı'nın yanı sıra Gümrük Binası, Hanefi ve Şafi camileri gibi önemli eserler bulunuyor.
1882'de İngilizler'in Mısır'ı işgaliyle fiilen Türk hakimiyetinden çıkan Sevakin Adası, 1923'de imzalanan Lozan Antlaşması'nın 17. maddesi uyarınca İngiliz işgalindeki Mısır'a bırakıldı.
Ada, 1956 yılında, İngilizlere karşı bağımsızlığını kazanan Sudan topraklarının parçası oldu.
Afrika'dan hac kafilelerinin deniz yoluyla kutsal topraklara uğurlandığı Sevakin Adası'nda 40 binden fazla Sudanlı yaşıyor.
Ekonomi ve altyapının yok denecek kadar az olduğu ada sakinleri, balıkçılık yaparak hayata tutunmaya çalışıyor.
Ada sakinleri, iş bulma umuduyla son yıllarda Kızıldeniz eyaleti merkez şehri Port Sudan'a göç ediyor.