Sofizm kelimesi, "bilgi" anlamına gelen "sophia" sözcüğünden gelmektedir. Sofist ise "bilgin, bilge" anlamına gelmektedir. M.Ö. 5. yüzyılda Atina'da ortaya çıkan bir düşüncedir.
Sofizmin ortaya çıkmasında Atina'nın ticaret filoları oluşturup refah seviyesini yükseltmesi ve bu filolar aracılığıyla farklı halklarla temas etmeleri önemli bir etken olmuştur.
Sofistler, doğrudan demokrasinin uygulandığı Atina'da önemli bir etken olan hitabet ve entelektüel birikim bakımından oldukça yetkindiler. Para karşılığında felsefe, siyaset ve hitabet sanatı başta olmak üzere birçok alanda gezici bir şekilde eğitim verdiler. Bu özellikleri sebebiyle daha sonraki dönemdeki düşünürler tarafından oldukça eleştirilmişlerdir. Bunlar arasında en önemlileri Platon ve Sokrates'tir.
Sofizm, yerleşik düşünce sistemini ve toplumsal kuralları eleştiren bir düşünce akımıdır. Bu düşünce sisteminde insan, sadece kendini düşünen bencil bir varlık olarak tanımlanır. Tüm insanlar tarafından kabul edilebilecek objektif, mutlak doğru yoktur. Doğru, herkese göre değişir, yani görecelidir. Protagoras "İnsan her şeyin ölçüsüdür" sözü ile bu görüşü en güzel bir şekilde ortaya koymuştur. Sofistlere göre gelenek, görenek ve adetler de ülkeden ülkeye ve zamanla değişebilir.
Devletin neden ve nasıl ortaya çıktığı konusunda iki temel yaklaşım vardır. İlk gruptaki sofistler, insanların diğer canlılara göre çok daha fazla toplu halde yaşamak zorunda olduğunu savunmuşlardır. Bu sebeple insanların toplu halde yaşamalarını düzenleyecek bir sözleşmenin ve akabinde bir devletin gerekliliği ortaya çıkmıştır. Diğer gruptaki sofistler ise, devletin temelinde kuvvet kavramının yattığını savunmuşlardır. İnsanlar, güçlüler ve zayıflar olarak ikiye ayrılırlar ve bunların birbirleriyle olan mücadelesi sonunda güçlüler zayıflara kendi iradelerini zorla kabul ettirirler. Yani yönetim güçlü olan kimse ondadır.
Sofizm düşünce sisteminin önemli temsilcilerini şu şekilde sıralayabiliriz: Protagoras, Thrasymakos, Kritias, Gorgias, Antiphon, Hippias, Euthydemos.